EN ÇOK GÖRÜNTÜLENENLER
Endüstriyel Hammaddelerde Dünden Bugüne Yolculuğumuz
Esan olarak yolculuğumuza seramik sektörüne hammadde üretmek amacıyla başladık. Bugün birçok iş alanına ve dünyaya yayılan bir üretici olmamızın ötesinde, hizmet sağladığımız çok sayıdaki sektörle hayatın çeşitli alanlarına dokunan bir kuruluşuz. Kurulduğumuz günden beri değişmez önceliğimiz olan insana, çevreye ve topluma duyarlılığımızın yanı sıra modern yöntemlerin peşinde, yenilikçi fikirlerden ilham alan, durmaksızın arayan, gelişen ve geliştiren olma anlayışımız ile varlığımızı sürdürüyoruz.
Değişimi ve gelişimi bir şirket kültürü olarak benimsiyoruz. Endüstriyel hammaddelerden metalik madenlere, metalürjiden katma değerli ürünlere, laboratuvar analizlerinden mühendislik ve danışmanlık hizmetlerine uzanan geniş bir portföyümüz var. Hem yurtiçi hem de yurtdışında hizmet veriyoruz. Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları listesinde (İSO) 116. sıradayız ve Türkiye’de 10 lokasyonda ve 40 maden ocağında faaliyet gösterirken yaklaşık 2500 kişiye istihdam imkânı yaratıyoruz. Ukrayna, Çin, İtalya, Kosova, Portekiz ve Makedonya’daki ofislerimiz ve 50 ülkeye yaptığımız ihracatla global arenada da varlık gösteriyoruz. Sektörümüzde birçok ilke imza atarak ve Türkiye’de endüstriyel hammadde pazarının önde gelen üreticilerinden olarak, 1979 yılında Bozüyük’te Türkiye’nin ilk ve en büyük kil zenginleştirme tesisini kurduk. 1985 yılında Muğla’da yine Türkiye’nin ilk feldspat flotasyon tesisini kurduk ve 1997 yılında da Çanakkale’de kaolen üretimi yapmaya başladık. 2006’da Çine’de kuvars üretimi yaptığımız tesisimizi faaliyete geçirdik ve 2007 yılında da Muğla-Yeniköy’de ikinci feldspat tesisimizi kurduk. Daha sonra Esan olarak, Bozüyük’te süzülmüş kil üretimimizin yanına 2008 yılında faaliyete geçirdiğimiz tesis ile bentoniti de ekledik.
Biz Esan olarak 40 yıldır ‘doğal kaynakları insana, çevreye, geleceğe duyarlı şekilde aramak, üretmek ve dünyanın kullanımına sunmak’ misyonuyla çalışıyoruz.
İSG, çevre, kalite, verimlilik ve inovasyonu sürekli odağımızda tutarak; insana değer veren, çevreyle dost ve sürdürülebilir madenciliğin Türkiye’deki en iyi örneklerinden olmayı hedefliyoruz. Bu sebeple tesislerimizde sürekli iyileştirme-geliştirme ve modernizasyon çalışmaları yapıyoruz. 2011 yılında Çanakkale’deki kaolen tesisimiz, 2013 yılında Yeniköy’deki feldspat tesisimiz, 2014 yılında ise Bozüyük’teki kil zenginleştirme tesisimiz, bu kapsamda gerçekleştirdiğimiz büyük modernizasyon çalışmaları ile günümüz standartlarında üretime devam ediyor.
Uzun yıllara yayılan, tecrübe ve bilgi birikimimiz ile kuvvetlendirdiğimiz ve çeşitlendirdiğimiz endüstriyel hammadde üretimimizde yıllık toplam 3,5 milyon tonluk bir üretim hacmine ulaştık. Kalitemiz ve müşteri odaklılığımız ile fark yaratarak feldspat ve süzülmüş kilde pazar lideri konumumuzla hem Türkiye hem de dünya için önemli bir kaynak sağlayıcısıyız. Satışlarımızın %80’ine yakınını yurtdışına yapıyoruz ve dünyanın en büyük sodyum feldspat üreticisiyiz.
Ürün Çeşitlendirmesiyle Sürekli Büyüyoruz
Esan olarak ana iş prensiplerimiz yüksek kalite, yenilikçilik, bilgi birikiminin etkin kullanımı, verimlilik ve esneklik. 31 yıllık endüstriyel madencilik geçmişimiz süresince iş alanlarının geliştirilmesine olanak sağladık. 2009 yılına geldiğimizde ise Balıkesir Balya’da açılan kurşun ve çinko işletmemiz ile yerel ve küresel ölçüde endüstriyel mineral piyasasında büyümemizi sürdürürken, ürün gamımızı metalik madenleri kapsayacak şekilde stratejik olarak genişlettik. Balya tesisimizin açılmasından bu yana, metalik maden üretimi üretim faaliyetlerimizin önemli bir bölümünü oluşturuyor ve bu bizi kurşun konsantrelerinin en büyük ihracatçısı konumuna yükseltti. Balya madenimiz, toplam 92 kilometrelik tünel uzunluğu ve yeryüzünden 836 metrelik derinliğiyle, Türkiye’deki en derin kurşun ve çinko madeni olma özelliğini taşıyor. Metalik madenlere başarıyla giriş yapmamızın ardından, ileri teknoloji ve katma değerli ürünlere de yönlendik ve metalürji sektörüne adım atarak, mineral üretiminde yeni sahalara doğru genişlemeye devam ettik. Bu doğrultuda, Avrupa’nın tek birincil magnezyum tesisini Eskişehir’de kurduk. Endüstriyel hammadde ve metalik madenler öncelikli olmak üzere büyümemizi sürdürmeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda sürekli olarak yurtiçi ve yurtdışında arama faaliyetleri gerçekleştiriyoruz ve yatırım fırsatlarını değerlendiriyoruz.
Sürdürülebilir Madencilik
Esan olarak “Birlikte Gelecek” Sürdürülebilirlik Modelimiz ile dünün tecrübesini bugünün uygulamaları ile birleştirerek, bugünden daha güzel bir gelecek yaratmayı amaçlıyoruz. Bu amaçla evrensel değerleri pusula edinerek, Birleşmiş Milletler ’in “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri”ni takip ediyoruz ve temel değerleri ile uyumlu olarak her koşulda insan, çevre, toplum ve iş sürekliliği dengesini koruyoruz.
“Birlikte Gelecek” Sürdürülebilirlik Modelimiz doğrultusunda tüm faaliyetlerimizi İSG Yönetimi, Çevre Yönetimi, Sosyal Etki Yönetimi ve Uyum ve İş Sürekliliği çerçevelerinden bakarak ele alıyoruz. Değerlendirmelerden ve operasyonel mükemmellik yaklaşımımızdan faydalanarak faaliyetlerimizi yönetiyoruz.
İSG Yönetimi
Bizim için her zaman en yüksek önceliği taşıyan çalışan güvenliği, Genel Müdür’e doğrudan raporlama yapan bir İSG Kurulu, akıllı madencilik uygulamaları ile desteklenen kapsamlı bir iş sağlığı sistemi ve çeşitli İSG uygulama ve Feldspat prosedürleri ile sağlanıyor.
2017 yılında, gözlem ve eğitim yoluyla riskleri önceden belirleyen ve ortadan kaldırmayı amaçlayan ve esasen bir kültür yolculuğu olarak nitelendirilen “Sıfır Kaza” kampanyasını başlattık. Bu kampanya ile çalışanlarda sadece iş hayatını değil özel hayatlarını da kapsayan bir risk farkındalığı ve güvenlik bilinci oluşturmaya çalıştık. Bu doğrultuda, en basit işten en karmaşık süreçlere kadar iş yapış biçimlerini tekrar tekrar ele alıyor ve gerekli görülen yerlerde iyileştirmeler yapıyoruz. Esan olarak, eğitimlerin sıklığının arttırmamız, yeni yöntemlerle etkinliğinin yükseltmemiz her hafta bir konuyu odağa taşıyan güvenlik konuşmalarımız; tüm çalışanlar tarafından
sahiplenilen ve kazasızlığı ifade eden yeşil bayrak uygulamalarımız; çalışanlara her zaman başvurabilecekleri çok kapsamlı rehber ve referans kaynakların sağlamamız; sürekli, planlı ve tutarlı şekilde yapılan iletişim çalışmalarımız ile İSG kültürünü yeni bir boyuta taşımayı başardık.
Çevre Yönetimi
Esan olarak iş faaliyetlerimizin çevreye etkisini minimuma indirmek sürdürülebilirlik modelimizin bir diğer önemli unsuru. Çevre yönetimi kapsamında, enerji ve su kullanım verimliliği sistemlerimiz, toz yönetimi sistemlerimiz, atık yönetimi sistemlerimiz ve diğer destekleyici proaktif uygulamalarımız yoluyla faaliyet alanlarımızdaki ekosistemin sürdürülebilirliğini sağlıyoruz. Çevre Politikamız gereği, faaliyet alanlarımızı henüz faaliyet bitmeden rehabilite etmeye başlıyoruz. Bu amaçla, türleri ekolojik uyumluluğuna ve yerel halka ekonomik katkı sağlama potansiyeline göre seçilen yaklaşık 100.000 ağacı erken rehabilitasyon çalışmaları ile doğaya kazandırdık.
Yenilenebilir Kaynaklarla Karbon Salınımının Azaltılması
Sürdürülebilirlik çalışmalarımızın bir diğer parçası ise yenilenebilir enerji. Esan olarak, sürdürülebilir bir çevreyi sorumluluklarımızın merkezinde tutuyoruz. Karbon salınımının azaltılması amacıyla yenilenebilir kaynakların kullanımını arttırma yolunda çalışmalar yapıyoruz. 2014 yılında Güllük Kapalı Stok Sahasında, 670 MWhlik enerji üreten 500 kWlık bir çatı üstü güneş enerjisi santrali kurduk ve tesisin modernizasyonu ve sürdürülebilirlik bakış açısıyla yeniden tasarlanmasını içeren projemiz ile Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) tarafından “Karbon Kahramanı” ödülü aldık.
İkinci güneş enerjisi projemiz olarak, 2015 yılında, Çifteler’deki magnezyum tesisimizde sabit kapasitesi 2350 kW olan, Türkiye’nin iç kullanım amaçlı en büyük güneş enerjisi santralini kurduk.
Esan olarak, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin de öngördüğü üzere yenilenebilir enerjinin kullanım alanlarını artırmayı hedefliyoruz ve bir sonraki adım olarak sahip olduğumuz ocaklara kurduğumuz güneş enerjisi panelleri ile kaynakların sürdürülebilirliğini desteklemeye devam ediyoruz.
Sosyal Etki Yönetimi
Faaliyet gösterdiğimiz yerlerde bölgenin çevresel, sosyal ve ekonomik refahına katkı sağlama amacına bağlı. Pozitif sosyal etki yaratma üzerine geliştirdiğimiz politikamız ve uygulamalarımızla hem toplumun hem de bireylerin gelişim ve kalkınmasına destek oluyoruz. Bu doğrultuda, yerel istihdam ve satın alma politikalarımız, sponsorluk çalışmalarımız ve yerel işgücünün becerilerini geliştirmeye yönelik kalkınma programlarımız da mevcut. Buna ek olarak, faaliyet bölgelerimizde de cinsiyet eşitliğine ve dezavantajlı gruplara yönelik, sosyal kalkınmayı ve refahı geliştirmeyi amaçlayan kurumsal sosyal sorumluluk girişimlerimizi yürütüyoruz.
Renkleri Koru
Esan olarak aynı zamanda birçok çalışanımızın da gönüllü olarak katıldığı “Hayatın renklerini korumak için her gün yapabileceğimiz bir şeyler var” sloganı ile hayata geçirdiğimiz “Renkleri Koru” adlı bir sosyal sorumluluk projesi yürütüyoruz. Önceden seçilen belli vakıf projelerine fon sağlamayı hedefliyoruz. Yaptığımız çalışmalarımızdan bazıları: “Esan İyilik Koşuları”, kimsesiz çocukların sosyal hayata kazandırılmasını amaçlayan ”Oyun Arkadaşım Olur Musun?” Türkiye’de çok geniş bir coğrafyadaki ihtiyaç sahibi binlerce çocuğun yüzünde her 23 Nisan’da daha büyük bir gülümseme oluşmasını sağlayan “Esan Çocuk Şenliği”, iş gücünden uzak kalan kadınların güçlendirilmesine yönelik “Kadın Emeğini Destekleme Projesi” gibi çalışmalardır.
Akıllı Madencilik
Sürdürülebilirlik modelimizdeki operasyonel mükemmellik yaklaşımımız gereğince teknolojiyi kullanarak kalite, verimlilik ve İSG standartlarını sürekli yükseltmeyi hedefliyoruz. Bu amaçla Dijital Dönüşüm Modeli çatısında akıllı madencilik teknolojilerine yaptığımız yatırımlarla, iş süreçleriyle bütünleşmiş uygulamalarımızı ve
sistemlerimizi geliştiriyor ve uyguluyoruz. Akıllı madencilik uygulamalarımızla yeni bir dijital dünya yaratarak, İSG’nin etkinliğini, verimliliği ve “büyük data”nın kullanımını maksimuma çıkarmak için Dijital Dönüşüm Modelimizi oluşturduk. Yurt içinde 10 lokasyonda faaliyet gösterdiğimiz için, bu model bütün süreçlerimizi, standart uygulamalarla ortak bir altyapı ve ERP Sistemi üzerinden yürütebilmemizi mümkün kıldı. Yeni nesil yönetimsel uygulamalarımızla, akıllı madencilik uygulamalarını ve teknolojilerini kullanan otomasyon sistemlerimizle dijital dönüşüm sürecimiz hızlandı.
Bugün, akıllı madencilik teknolojilerimiz sayesinde Esan olarak, gerçek zamanlı üretim verilerini bilgiye dönüştürmeyi başararak, iş süreçlerini daha hızlı, daha esnek, daha planlı ve sürekli hale getirdik.
Akıllı Madencilik Uygulamalarımız IDC tarafından verilen “Yılın En İyi İnovasyon Projesi” ve “Yılın En İyi loT Projesi” ödüllerini kazandı. Bu başarı sürdürülebilirlik yaklaşımımızın, yenilikçi perspektifimizin ve madencilik sektörüne öncü uygulamalarla katkı sağlama hedefimizin bir yansımasıdır.
AR-GE ve İnovasyon Kültürü
Sürdürülebilir madencilik yaklaşımımız gereğince kaynakların ve işin sürdürülebilirliğinin yanı sıra katma değer yaratmak bizim için öncelikli konulardan biridir. Bu öncelikten hareketle Ar-Ge çalışmalarıyla hem yeni kaynaklar arıyoruz, hem de mevcut ürün ve süreçlerimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Bu faaliyetlerden biri olarak, bentonit kaynaklarının işlenerek farklı bir alanda kullanımına yönelik çalışmalar yaptık ve 2010 yılında ilk nihai ürünümüz olan, tamamen doğal “Pisipisi” kedi kumunu geliştirilerek, Esan’ın değer halkasına yeni bir zincir ekledik. Dünyada sayılı firma tarafından üretilen nanokil ile ilgili de çalışmalar yaptık ve mineralin yanmazlık, mekanik mukavemet, gaz geçirgenliği ve antibakteriyel özelliklerini iyileştirerek Türkiye’de endüstriyel ölçekte nanokil üreten ilk kuruluş olduk. İnovasyonu bir kültür olarak benimseyen bizler, faaliyet alanlarımızda yeni ürünler ve teknolojiler geliştirmeyi hedefleyerek, TÜBİTAK ve üniversiteler ile yoğun çalışmalar yapıyoruz. Çeşitli özel sektör işbirlikleriyle de bilimsel projeler üreterek, müşterilerimiz için alternatif çözümler üretmeyi; sektöre yeni ürünler kazandırmayı ve sektörün gelişimine katkı sağlamayı amaçlıyoruz.